Kansu Gavri: Mısır'ın Türk Hükümdarı ve Potekizliler, Osmanlılar, Safeviler
Kansu adı Türkçe'de "kanı saf" anlamına gelen "kanısav"dan gelmektedir. Kendisini Çerkez diyarından getirip Sultan Kayıtbay'a satmış olan Baybardî'ye nisbetle "Kansu min Baybardî" şeklinde de anılırdı. Kansu'nun Mısır'a gelmeden önceki hayatı hakkında çok az bilgi vardır. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 1440 gibi doğmuş olduğu söylenebilir.
Kansu Gavri, 1485-1491 Memlük-Osmanlı savaşları sırasında Memlükler'in eline geçen Tarsus'un nâibliğine tayin edildi. Daha sonra Halep nâibliğinden hâcibü'l-hüccâblığa, ardından Malatya nâibliğine getirildi. 1496'da Kayıtbay ölünce Kahire'ye dönerek Nasır Muhammed'in hizmetine girdi.
Canbolat el-Eşrefı zamanında (1500) Şâm naibi Kas-ru'nun isyanını bastırmak üzere Devâtdâr Tumanbay'ın kumandası altında sefere çıktı. Ancak Tumanbay, âsi Şam valisiyle birleşerek Canbolat'ı tahtından indirip kendini sultan ilân edince Gavri sırasıyla devâtdârlık, vezirlik ve üstâdüd-dârlık görevlerini üstlendi. Sultan Tumanbay emirlerin kendi aleyhine döndüğünü görünce bir süre Kahire'de gizlendi. Tumanbay'a muhalif mukaddem emirleri aralarından uygun birini sultan seçmek üzere toplandılar ve yaşı altmışı aşmış olan Kansu Gavri'yi uygun gördüler. Aslında emirler onu, saltanat hırsının bulunmayışından ziyade yaşlılık ve zayıflığından yararlanarak dilediklerini yapabileceklerini sandıkları için seçmişlerdi. Böylece 20 Nisan 1501'de Abbasî Halifesi Müstemsik-Billâh ve devlet ileri gelenleri tarafında kendisine biat edilen Gavri'ye el-Melikü'l-Eşref lakabı verildi.
Kansu Gavri, önce asayiş ve güvenliği sağlayıp iç meseleleri çözmeye çalıştı. Yaptığı ilk icraat, tekrar saltanatı ele geçirmeye çalışan selefi Tumanbay'ı ortadan kaldırmak ve ona tâbi olanları Yukarı Mısır'a sürdürmek oldu.
Sadık emirlerini devletin önemli makamlarına getirdi, bu arada kendisini tahttan indirmek isteyenleri bertaraf etti. Devlet kadrolarına yakınlarını tayin ederek mevkiini güvence altına almaya çalıştı.
Vergi artışları Gavri'ye karşı büyük bir tepki topluyor
O sırada Portekizliler'in doğu ticaret yolunu kesmelerinden dolayı Mısır Önemli miktarda vergi geliri kaybına uğramış durumdaydı. Bu yüzden Gavri çeşitli zümrelerden, hatta nâib ve kâşiflerden tahsil edilen vergileri arttırırken tüccar, mukâ-taa sahipleri ve esnaftan alınan vergileri de bir yıl önceden toplattı. Müsadere sistemini yaygın hale getirdi, ticarî mallara ağır vergiler koydurdu. Halkın malî yönden daha çok ezilmesine yol açan ayarı düşük sikkeler kestirip devlet hazinesini doldurmaya çalıştı. Onun bu uygulamaları çeşitli kesimlerce tepkiyle karşılandı.
Kansu Gavri'yi devirme planları
Mısır, Suriye ve Hicaz'da merkezî hükümete karşı isyanlar çıkarken Şam halkı da nâiblerine baş kaldırdı. Trablus naibi Devletbay ile Halep naibi Sıbay. bu olayları istismar ederek Sultan Gavri'yi devirmek için Kıyt er-Recebî'yi de yanlarına alıp birleştiler, Kansu Gavri, bu ittifakı önce Mısır'da ve ardından gittiği Şam'da dağıttı. EmîrSıbay'aŞam nâibliğini vererek durumu lehine çevirmeyi başardı. Ancak 920 Rebîülevvelinde (Mayıs 1514) kuzeye gerçekleştirilen sefer sırasında Memlûk askerlerinin Halep halkına yaptığı zulümler yüzünden Halep nâibiyle çatışmalar meydana geldi. Bu olayın, daha sonra Osmanlı padişahıyla ilişki kuran Halep naibi Hayır Bey'e ve Halep halkına büyük tesiri olmuştur. Hicaz'a da aleyhine çıkan olayları bastırmak için birkaç sefer düzenleyen Kansu Gavri sonunda duruma hâkim oldu ve Mekke'ye Şerif Bere-kât'ı tayin etti.
Kızıldeniz, Basra ve Hint Körfezi'nde Portekiz ve İspanyol saldırıları
Kansu Gavri döneminde Memluk Sultanlığı, Portekiz ve İspanya'nın saldırılarına uğrarken Safevî ve Osmanlı devletlerinin rekabetiyle de karşı karşıya kaldı. Memlûk Sultanlığı'nın Hint ve Uzakdoğu ülkeleriyle ticarî, Abbasî hilâfetinin merkezi ve Haremeyn'in hâmisi olarak da manevî münasebeti vardı. Özellikle Portekizliler'in Kızıldeniz, Basra körfezi ve Hint denizindeki faaliyetleri, Memlükler'i zor durumda bıraktığı gibi mukaddes yerler de tehdit altına girmiş bulunuyordu. Öte yandan Hindistan'daki müslüman devletler de Sultan Gavri'ye feryatnâmeler göndererek yardım istemeye başlamışlardı. Kansu Gavri, Portekizliler'in müslüman tüccar ve hacıların gemilerine saldırılarını durdurmak için papaya ve bazı Avrupa krallarına çağrıda bulunduysa da bundan bir sonuç çıkmadı. Portekizliler ise saldırılarını arttırmışlar, 1505'te Hint denizinde on yedi gemiyi birden batırmışlardı.
Gavri, Portekizliler'e karşı sefer düzenliyor
1502 yılından beri yavaş yavaş Hindistan sahillerine yerleşen Portekizliler'e karşı Memlûk Sultanı Gavri, elli savaş gemisiyle birlikte Cidde naibi Hüseyin el-Kürdî kumandasında Hindistan'a bir sefer düzenletti. Emir Hüseyin de Mekke ve Medine'nin önemli ticaret limanı olan Cidde'nin savunması için sur ve burçlar yaptırdı; Kızıldeniz'e gizlice giren Portekiz gemilerini takipten sonra 1506'da Hindistan'a yöneldi. Bu arada Gavri, Portekizliler'i durdurmak için Avrupa'ya bir elçi daha gönderdi.
1507'de Hint Okyanusu'na varan Memlûk deniz kuvvetleri, Şaul Limanı önünde Portekizlilerle çarpışarak onları mağlûp ettilerse de artık Hindistan'a yerleşmiş olan Portekizliler'e ertesi yıl Diu Limanı'nda yenildiler. Hindistan hâkimlerinden Mahmud Şah, Kansu Gavri'ye Portekizliler'in oradaki düşmanca faaliyetlerini ve bazı yerleri istilâsını önlemek amacıyla arka arkaya elçiler gönderince Gavri 1510'da Tavâşî Beşîr adlı elçisini, önce Hindistan hükümdarlarına gerekli yardımları yapması İçin Aden hâkimi Âmir b. Davud'a, ardından Portekizliler'e karşı birbirleriyle birleşmeye davet maksadıyla Hindistan hükümdarlarına gönderdi.
Portekizliler'e karşı Osmanlı'yla teknik ittifak
Gavri ayrıca, yeni bir donanma teşkili için gerekli ihtiyaçları sağlamak üzere aynı yıl Yûnus el-Âdilî adlı elçisini Osmanlı başşehrine yolladı. II. Bayezid, Memlûk sultanına Selman Reis başkanlığında bazı gemi uzmanları ve 1000 kadar Anadolu levendi ile tüfek. ok. barut, kürek, bakır, demir, araba, halat, gemi demiri (lenger) gibi levazım şevketti. Selman Reis'in gayretleriyle ertesi yıl Süveyş Limanı'nda yapımları tamamlanan yeni donanma gemileri, yine Osmanlı padişahının hediye olarak gönderdiği silâh ve levazımla teçhiz edildi.
Bu arada Aden, Sevâkin ve Cidde'nin tehlikede olduğuna dair haberler gelince Sultan Gavri, Hüseyin el-Kürdî'yi tekrar Cidde nâibliğine tayin etti. Süveyş'te hazırlanan donanmayı da denize indirterek Selman Reis kumandasında Cidde'ye gönderdi. Ancak o sırada devletin kuzey cephesinde yeni gelişmeler oldu. İspanyollar Kuzey Afrika'da ve bu arada Memlûk sahillerinde faaliyetlere başladılar. Kansu Gavri. 1508'te bunlara karşı yakını Muhammed Bey kumandasında bir kuvvet gönderdi. Önce galip gelen Muhammed Bey 1510'da yenildi ve silâh yüklü on sekiz gemisi İspanyollar'ın eline geçti.
Safeviler kuzeyden saldırıyor
1502'de Memlûk Sultanlığı'nın kuzey sınırına giren Safevîler 1507'de Malatya'ya saldırmışlar, fakat bu saldın Dulkadırlı Beyi Alâüddevle tarafından durdurulmuştu. Safevîler tarafından memleketi zaptedilen Bağdat hâkimi de Mısır sultanına sığınıp yardım isteğinde bulunmuştu. Kansu Gavri ise Şah İsmail'le doğrudan bir savaşı arzu etmediğinden onun isteğini reddetti.Öte yandan Kansu Gavri devrinde Osmanlı-Memlük münasebetleri dostluk içinde başlamış, iki devlet arasında yazışmalar yapılmış ve karşılıklı elçiler gelip gitmişti. Hatta II. Bayezid'İn ölümünü duyunca Sultan Gavri'nin Mısır'ın birçok camisinde gaip namazları kıldırdığı rivayet edilir.
Yavuz Kansu'a Safeviler'e karşı ittifak talep ediyor
1514'te Safevî Devleti üzerine sefere çıkan Yavuz Sultan Selim, Kansu Gavri'ye Şah İsmail'e karşı birleşme teklifinde bulundu. Ancak Yavuz Sultan Selim'in kardeşi ve rakibi Korkut'u ve Şehzade Ahmed'in oğullan Süleyman ve Alâeddin'i törenle karşılayıp himaye etmiş olan Sultan Gavri bu teklifi cevapsız bırakınca iki devlet arasındaki ilişkiler bozulmaya başladı. Öte yandan Şah İsmail de iki büyük devletin ittifakını önlemek için Gavri'ye elçiler göndermiş, hatta Memlûk sultanının kararsızlığından yararlanarak adamları vasıtasıyla onun Safevîler'in gizli müttefiki olduğu haberlerini yaymıştı. Kansu Gavri'yi Safevîler'e karşı yanına çekmeyi başaramayan Yavuz Sultan Selim, bu defa Memluk sultanına bağlı Dulkadırlı Beyi Alâüddevle'ye aynı teklifi yaptı. Ancak onun da bu teklifi reddetmesi üzerine Kayseri'nin İdaresini Alâüddev-le'nin rakibi Şehsuvaroğîu Ali Bey'e verdi. Alâüddevle'nin Osmanlı ordusunun erzak kollarını vurması üzerine de iki devletin arası iyice açıldı.
İşler kötüye gidiyor, Mercidabık Savaşı'na doğru
O sırada Kansu Gavri, Alâüddevle ile Şehsuvaroğlu Ali Bey arasındaki çatışmaları gözetmek bahanesiyle kalabalık bir orduyla Halep'e gelmişti. Hadım Sinan Paşa'nın Şehsuvaroğlu'nun telkiniyle Alâüddevle ve dört oğlunun başını kesip Yavuz Sultan Selim'in mektuplarıyla Gavri'ye göndermesi, Dulkadırlı topraklarının ve Memlükler'in nüfuz sahasındaki bazı yerlerin Osmanlılar tarafından zaptı tüm üpleri koparttı. Kahire'de "nâibü'l-gaybe" olarak kardeşinin oğlu Tumanbay'ı bırakan Kansu Gavri'nin yanında Abbasî halifesi, dört kâdılkudât, Memlûk Sultanlığı'na iltica etmiş olup gerekirse Osmanlı tahtının vârisi olarak gösterilecek olan Şehzade Kasım yer alıyordu. 11 Temmuz 1516'da Halep'e gelen Sultan Gavri, Elbistan ovasında Sinan Paşa ile buluşan Yavuz Sultan Selim'in Malatya'yı ele geçirip Halep'e yönelmesi üzerine Mercidâbık'a doğru hareket etti. Bu ovada yapılan savaş fazla uzun sürmedi ve Osmanlılar'ın galibiyetiyle sonuçlandı. Ordusunun kesin yenilgisini gören Kansu Gavri kaçmaya çalışırken bir rivayete göre atından düşerek ölmüş ve cesedi bulunamamıştır. O sırada yetmiş sekiz yaşlarında olan Gavri muharebe meydanında ölen ilk Memlûk sultanıdır.
Kaynaklarda hayır sever bir hükümdar olarak zikredilen Kansu Gavri Mısır, Suriye ve Haremeyn'de birçok sosyal tesis yaptırmıştır. Kahire'de su kemerleri, beş minareli bir cami ile yanında medreseler inşa etmiştir. Kal'atülcebel'in bazı yerlerini tamir ettiren Gavri buranın alt tarafındaki meydanda büyük bir saray, mahkemeler için odalar yaptırmış, Şam'dan getirtilen çeşitli ağaçlarla donatmıştır. Kansu Gavri ayrıca, Nil nehrinin Ravza adasında Nil mikyasının yanında büyük bir saray ve bir cami daha inşa ettirmiştir. Ezher Camii'nin minarelerinden ikisi Gavri döneminden kalmadır. Bunlardan başka Gavri Halep'te kaleler, Mekke'de mücavirler için hastaha-ne, ribât ve medrese bina ettirdiği gibi su kuyuları açtırmış, Süveyş'te ve Akabe'de hacılar için büyük bir kervansaray, Acrud ve Ezlem gibi burçlarla birkaç depo yaptırmıştır.
Bizzat kendisi de ilim ve edebiyatla meşgul olan Kansu Gavri, Karatülcebel'-de ilmî meclisler toplar, tarih, terâcim ve şiir alanlarında yaptırdığı münazaralara kendisi de katılırdı. Gavri'nin Türkçe ve Arapça mensur ve manzum eserleri vardır. Nefâ'isü'1-me-câlisi's-Sullâniyye ve el-Kevkebü'd-dürri fî mesâ'ili'l-Ğavrî adlı mensur eserlerinin bazı kısımları Abdülvehhâb Azzâm tarafından Mecâlisü's-Sultân el-Gavri ismiyle yayımlanmıştır.
Bu sayfaya link ver !
Kansu Gavri Memâlik-i Çerakise'dendir (Çerkes Memlükler). Türkçe şiirleri vardır fakat bunun nedeni Mısır'da bol bulunan Kıpçaklar'dır. Kansu Gavri bir Çerkesti ve Çerkesçe şiirleri de vardır
YanıtlaSil