Berlin Duvarı'nın Yıkılışı
Berlin Duvarı'nın Yıkılışı |
Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya'ya kaçmalarını önlemek için Doğu Alman meclisinin kararı ile 13 Ağustos 1961 yılında yapımına başlanan, 46 km uzunluğundaki Berlin Duvarı, Soğuk Savaşın adeta bir simgesi olmuştur.
Batı'da yıllarca "Utanç duvarı" olarak da anılan bu betondan sınır, 9 Kasım 1989'da Doğu Almanya'nın, isteyen vatandaşlarin Batı'ya gidebileceğini açıkladı.Bu iznin çıkmasıyla beraber binlerce Doğu Alman vatandaşı Polonya, Çekoslavakya, Macaristan, Yugoslavya gibi ülkelerin başkentlerine akın etti ve buralarda bulunan Amerikan, İngiliz, Fransız büyükelçiliklerine sığındı. Daha sonra da bu sığınmacılar özel trenlerle Doğu Bloğu dışındaki ülkelere kaçmaya başladılar. Kaçışın bu kadar yoğun olduğu bir durumda Dogu Almanya Hükümeti duruma bir çözüm bulmak için toplandı. Burada yaşayan insanlar artık bu şekilde zaten Doğu Almanya'dan çkaçabildiklerine göre duvarın bir anlamı kalmamıştı.
Doğu Alman hükümeti, duvarın kaldırılmasına onay vermişti. 9 Ağustos 1989'da bu kararı halka açıklamak üzere bir basın toplantısı düzenlendi. Karar açıklandığı andan itibaren duvarın iki tarafında yüz binlerce insan birikmeye başladı. Gece yarısına doğru hükümet ilk olarak Brandenburg Kapısı'ndan başlayarak barikatları ve geçiş önlemlerini kaldırdı. Her iki Almanya tarafından yaklaşan insanlar duvarın üzerinde buluştular. İnsan seli bir saat içinde yüz binlere ulaştı ve ardından Batı tarafından gelen dozerlerle duvar tamamen yıkıldı. Alman Demokratik Cumhuriyeti de duvardan sonra çok fazla dayanmamış, 13 Ekim 1990´da resmen sona ermiştir.
Duvar yıkıldıktan bir süre sonra yapılan ankette halkın bir kısmının duvar yıkılmadan önce daha memnun olduğu görülmüştür. Bunun başlıca sebeplerinden birisi, Doğu tarafında insanların eğitim, sağlık gibi hizmetleri parasız alıyor olması ve sosyalizmin nispeten eşit koşullar sağlıyor olmasıydı. Duvarın yıkılmasıyla beraber bu tarz hizmetlerin eksikliği duyulmaya başlandı, Batı Almanya'nın kapitalist sistemine ve rekabet ortamına uyum güçlükleri yaşandı. Batı tarafındakiler ise Doğu'nun yapılandırılmasına yönelik ek vergilerden rahatsızlık duymaktaydılar. İki Almanya'nın birleşmesinden sonra Batı Almanya'dan ve uluslararası sermaye çevrelerinden Doğu'ya sermaye akışı gerçekleşti. Emeğin daha ucuz olduğu bu bölgelerde ücretler hala Almanya'nın batı bölgelerine göre daha düşük seyretmektedir. Halen, Almanya'nın en yüksek işsizlik oranları Doğu şehirlerindedir. Sosyalizm döneminde işsizlik gibi bir soruna sahip olmayan Doğu Almanya vatandaşları, duvarın yıkılmasıyla birlikte kapitalist ekonominin farklı koşullarıyla karşı karşıya kaldı.
Bu sayfaya link ver !
0 yorum:
Bu sayfada bir iz bırakın, yorum yapın !