Asâkir-i Mansure-i Muhammediye Ordusu
Yeniçeri Ocağı'nın 1826'da kaldırılmasından sonra Asâkir-i Mansure-i Muhammediye adı altında yeni bir ordu kuruldu. Her ne kadar padişahın fermanı ile yeni ordunun esasları tespit edilmişse de askere almada tam bir sistem yoktu. Maaş karşılığı 12 yıl askerlik yapılacaktı. Nizâm-ı Cedid döneminde üç yıl olan askerlik süresi dört katına çıkarılmıştı. Bu süre askerlik yapacak kişileri evlilik dahil sivil hayattan uzun süre uzak tutacaktı. Askerlikten ayrılabilmek, varisi olduğu kişinin ölmesiyle tarlayı işleyecek kimse kalmaması ve yetimlere bakacak bir akrabasının olmadığı durumlarda söz konusuydu. Savaş hali olmadığı dönemlerde her beş askerden birisi memleketi yakınsa 6 ay, uzaksa 8 ay sıla izni alabiliyordu.
Askerler daha önceki askeri birliklerde olduğunun tersine başka bir işle uğraşamıyordu. Hizmet bitince emeklilik maaşı bağlanacaktı. Ancak verilen maaşın azlığı yüzünden istenilen netice alınamadı. Mevcut askerlerin haricinde savaş sırasında yaşı uygun olanlar da zorla askere alınırdı. Sistem yeterli olmayınca yeni çıkarılan kanunlarla askere almaya bir düzenleme getirilmeye çalışıldı.
Sistem bir türlü kurulamadı
1846 tarihli Kur'a Kanunu ile askere alma işlemlerine bir düzen getirildi. Askerlik süresi 5 yıldı. Bölgenin ileri gelen yöneticilerinin nezareti altında nüfus sayımı yapılmış yerlerde yaşı 19-20 olanlar arasında kura çekilerek askere alınanlar tespit edildi. Gitmek istemeyenler bedel-i şahsî adı altında kendi yerlerine askere gidecek olanları tespit ederlerdi. Yerine gidecek birisini bulamayan ise bedel-i nakdî adı altında belirli bir miktarda para verirlerdi. Ancak gayrimüslimlerin askere gitmek istememeleri, kanundaki askere gitmede muaf grupların fazlalığı ve uygulamalardan doğan noksanlıklar yüzünden askere alma başarılı olamadı. Medrese talebeleri, üst düzey bürokrasisi, ailesine bakacak kimsesi olmayanlar vs. gibi birçok grup askere gitmiyordu.
1846 kanunundaki aksaklıkları düzeltmek için 1870 ve 1886'da yeniden askere alma kanunları çıkarıldı. 1886'da askerlik süresi 6 yıl olarak belirlenmişti. Muafiyetler azaltıldı. Ancak istenilen netice yine alınamadı. Özellikle gayrimüslimler askerlik yapmamak için çeşitli bahanelere sığındılar.
Hanedan dışında herkes askere
1908'de yeni bir askere alma kanunnamesi hazırlandı ama siyasi ortamdan dolayı kanun çıkarılamadı. Ancak dünya savaşına doğru 12 Mayıs 1914'te "Mükellefiyet-i Askeriye Kanun-ı Muvakkatı" adıyla geçici bir askere alma kanunu çıkarıldı. Bu kanunla ülkemizde zorunlu askerlik başladı. Kanunun birinci maddesine göre "Osmanlı hanedanının üyeleri dışında kalan tüm tebaa için askerlik hizmeti zorunlu kılınmıştı." 18 ile 45 yaş arasındaki her erkek askerlik yapmakla mükellefti. Askerlik süresi görev yapılan birliklere göre değişiyordu. Piyade sınıfında süre 2 yıl olarak belirlenmişti. Önceki kanunlardan doğan eksiklikler iyi tespit edildiği ve seferberlik ilan edildiği için Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda askerlik yapanların sayısı çok büyük rakamlara ulaştı.
1914 tarihli kanun, Millî Mücadele dönemi ile Cumhuriyet'in ilk yıllarında da uygulanmaya devam etti. Cumhuriyet'in ilanından sonra 1927'de yeni bir askere alma kanunu kabul edildi. Bu kanun daha sonra onlarca değişiklik yapılarak günümüze kadar uygulandı.
İlk Osmanlı ordusu
Osmanlı Beyliği'nin askeri gücü başlangıçta diğer Anadolu beylikleri gibi aşiret kuvvetlerinden oluşuyordu. Orhan Gazi devrinde (1324-1362) Vezir Alaeddin Paşa ve Çandarlı Kara Halil tarafından Türk köylülerinden vergi muafiyeti ve seferde günde 2 akçe maaş verilmesi karşılığında yaya ve müsellem (süvari) adı altında bir askeri teşkilat oluşturuldu.
Osmanli topraklarinda yasayan anadolu halkinin cokbuyuk bir kismi gocebe idi kendilerine yetecek kadar hayvan beslerler tarimdan gelirleri yoktu sanayilesme olmadigi icin uretim hic yok tek geliri harb ganimetleri ve cizye idi yasam sekli savasa dayali isgal toraklarindan elde edilen haraclardi
YanıtlaSil