Amerika halklarının kökeni bugün de, kesinlikle bilinmiyor.Bazı etnograflar onları Asya‘ya, bazıları da Okyanusya’ya bağlıyorlar.Amerika’nın tarih sahnesine girişi, İsa’nın doğum yıllarına rastlar.
Bu tarihten önce kıta, başlıca merkezleri Meksika‘da ve Peru‘da olan üç uygarlığa sahne olmuştur: Meksika uygarlıkları grubuna Mayalar ve Aztekler girer; Peru grubunda ise İnkalar yer alır.
Kökenleri, Orta Amerika’nın yüksek yaylalarına dayanan Mayalar, uygarlıklarını belki de üç bin yıllık bir dönem boyunca kurdular.Mayalar’ın M.Ö. VIII. ve VII. yüzyıllarda en yüksek düzeyine ulaştı.
Nedenleri hemen hiç bilinmeyen bazı olaylar, bu parlak uygarlığa son verdi.Mayalar’ın çökmeye yüz tuttuğu ve artık bir varlık gösteremedikleri (XIII. yy.) dönemde bugünkü Amerika Birleşik Devletleri’nin güneyinden gelen göçebeler, Mexico vadisinde barışçı bir düzen içinde çiftçilik ediyorlardı.Bu yeni gelenler, yüz yıl sonra Aztek İmparatorluğu’nu kurdular; İspanyol hükümdarları, askeri ve dini yetkileri ellerinde topladılar; ülkenin iktisadi hayatını geliştirdiler ve akılcı bir adalet örgütü kurdular.
Orta Amerika, art arda Maya ve Aztekler’in hâkimiyetine girerken, Güney Amerika’da Peru, Bolivya, Kolombiya ve Şili sınırlarında da yeni bir uygarlık doğuyordu.Bu uygarlığın sahibi olan İnkalar X. yüzyıldan itibaren düzenli bir şekilde Peru ve Bohoya’nın fethini gerçekleştirdiler.Savaşçı halk olan İnkalar, hâkimiyetleri altına aldıkları ve çağdaşları olan halklardan, benzerine hiç bir yerde rastlanmayan siyasi bir örgütlenme biçimi ve sosyal ekonomik anlayışlarıyla ayrılıyordu.
İnkalar, sivil hayatlarında da kullandıkları ilkeleri uyguluyordu: Hiyerarşi, disiplin, görev ve titiz bir iş dağılımı.İspanyol ve Portekiz fetihlerinin başladığı dönemde, Orta ve Güney Amerika, güçlü ve kendine özgü bir uygarlığı doğuracak bütün olanaklara sahipti.Avrupa’nın sömürgeleştirme yöntemleri bu uygarlığı hemen de hiçe indirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder