Yazınızı gönderin yayınlayalım.

.gir .keşfet .paylaş

Osmanlı'da Mahalle Mektepleri

Pin It

Osmanlılar ilme çok önem verirler, sadece Dersaadette (İstanbul'da) 1935 sıbyan mektebi bulunur ki bunlar vakıfların desteği ile ayakta dururlar. Çocuklar henüz dört yaşında okula başlar, beşine gelenlere "gecikmiş" gözüyle bakarlar.

Çocukların mektebe başlamaları tam manasiyle bir merasimdir. Alaylar düzenlenir, koyunlar koçlar kesilir, minik çocuğa unutumayacağı bir gün yaşatırlar.

Sıbyan mektebi muallimlerinden cebir, geometri, mantık, astronomi bilmesi istenir, hatta edebiyata yatkın, araştırmaya meyli olanlar seçilir. Bunlar muallimhanelerde yetiştirilir, tedrisat yatılı olup yetim ve öksüzlere öncelik tanırlar. Çünkü yetimlerin hissettiklerini en iyi "yetimler" anlar.

Osmanlıda çocuklar ağzı süt kokarken mektebe koşarlar. Onu bir ağabeye ya da ablaya ısmarlar "öp bakalım kalfanın elini" der saygıya alıştırırlar. Minik çocuk elif suparasıyla derse başlar, mesafe alan talebeler kendinden ufakları okuturlar. Amme cüzü, Yasin-i şerif, Tebareke süre-i celilesi derken üç beş ayda Kur'an-ı kerimi hatmedip "abi abla" olurlar.

Bu müjdeyi bütün mahalleye duyururlar. Eşi dostu çağrır, şerbetler ezer, börekler açar, güzel bir ziyafet hazırlarlar. Minikler hep birlikte ilahiler okur, mekanı şehadet ve salevatlarla çınlatırlar. Sonra hep beraber el açar, güzel bir dua yaparlar. Bahşişler yağmur olur yağar. Gelen giden talebenin (ya da minik hanımın) başını okşar, çocukta emeği olanlara ama küçük ama büyük hediyeler sunarlar. Kısacası Osmanlıda okuyanlara "sultan muamelesi" yaparlar.

İrfan Özfatura

Bu sayfaya link ver !

0 yorum:

Bu sayfada bir iz bırakın, yorum yapın !